Geçtiğimiz bayramda aile ziyaretleri, bayramlaşmalar derken gençlerle bir araya geldiğimiz bir ortamda, üniversite öğrencilerinin anlattıkları karşısında adeta dehşete kapıldım. Gerek üniversite ortamlarında gerekse sosyal medya gruplarında öyle şeyler anlatıyorlar ki, burada dile getirmeye bile çekinirim. O gençlere şunu söyledim: “Bir insanın mahremiyet duygusunu elinden alırsan, ona her türlü kötülüğü yaptırabilirsin.” Çok derin düşünmeye gerek yok aslında; yaşadığımız toplumda ve coğrafyada belli sınırlarımız, dikkat etmemiz gereken mahremiyet alanlarımız var ve buna mecburuz.

Artık herkesin elinde bir telefon; kendi sofrasını, çocuklarını, evlilik teklifini, nişanını, düğününü, alışverişini, mutfağını, hatta banyosunu, yatak odasını bile paylaşıyor. Bir ürün tanıtımı yapılacaksa, neredeyse çıplak insanlar çıkıyor ekranlara. Soruyorum size: Hiç mi sınırınız kalmadı? Size özel bir şey kaldı mı hayatınızda? Hadi paylaştınız, bari paylaşım şekli biraz daha özenli olsun. Biz ilkokula giderken muz bile yesek -ki o zamanlar muz lükstü- gizlerdik. Arkadaşımızın canı çekmesin, onunla paylaşalım diye… Kimse kimsenin gözüne bir şeyini sokmazdı.

Toplumsal düzeyde de sınırlar silinmiş durumda. Oysa bir partinin, bir cemiyetin, bir cemaatin ya da bir milletin mahrem konuları vardır. Bu konuların sınırları olur ve o çizgiler kolay kolay aşılmazdı. Bazı ülkelerde belirli hayvan ırklarını yurt dışına çıkarmazlar; ırk bozulmasın diye. Demek ki sınırlarını korumazsan, yozlaşma kaçınılmaz olur. Bugün siyasi iktidar adına insanlar neler yapıyor? Kendi partisini geçtim, ülkesini yabancı medyalarda şikâyet ediyor. Cemaatler, kendi içlerinde çözmeleri gereken meseleleri kameralar önünde tartışıyor. Sonra da bu karmaşayı toparlamak imkânsız hâle geliyor.

Mahremiyet sınırlarını bireysel olarak aştığınızda, gerisi çorap söküğü gibi geliyor. Sonunda, “özgürlük” adı altında sınır tanımayan bir yaşam şekliyle karşı karşıya kalıyoruz. Sadece toplum değil, insanın doğası da bozuluyor. Değişik ruhsal ve bedensel hastalıklar ortaya çıkıyor.

Kısacası, mahremiyet sadece bireyin değil, toplumun da sağlığıdır. Unutmayalım: Her şey herkesle paylaşılmaz. Bazı şeyler sadece insana özeldir, özünde kalmalıdır.